Cuma, Haziran 02, 2006

eski otobüsler

        Eskiden otobüslerde ortadaki kapı, arkdaydı ve ne zaman bir geziye çıkılsa arkada oturmak bir ayrıcalıktı, çünkü o arka beşli her konuda ayrı bir yere sahipti. Diğer koltuklardan yüksek olması, bütün otobüsün gözünün önünde olması, giriş çıkışın hemen ayağının altında olması, zaten o merdiven boşluğuyla arasında sadece demir bir çubuk vardı şimdikiler gibi kocaman bir bar olmazdı. insanlar o merdiven boşluğuna girip kamufle olurlardı, muhabbetler edilirdi, kimse orada onları rahatsız edemeyecek gibi bir imajı vardı, otobüste otobüsten ayrı bir mekan... Sonra bi de arka dizaynı haricinde, altında motor olurdu ve o motorun sesiyle herkes bağırarak konuşurdu, bu da oranın (eğer içki de varsa işin içinde) meyhane havasına bürünmesini sağlardı. Arka lastiklerden sonra olması da sallantıdan bir aktivite katardı. Sürekli canlı kalırdın. Tamam normal şehirler arası yolculuklar için çok kötüydü biliyorum ama bir öğrenci gezisi için biçilmiş bir kaftandı. Şimdikiler çok konforlu, çok soğuk...

        Nerden geldi aklıma o konuya geliyim aslında. Yine rüya gördüm :D. Bu sefer kabus değildi hatta çok güzel bir rüyaydı. Otobüs yolculuğu yapıyordukl bir yerde durmuştuk. Muhabbetler dönüyordu...

-(A) nerde?; diye sordum bir ara
-Galiba aşşağıda o, dedi birisi ileriden.

Sonra ben (A) ya bakmak için otobüsten inerken, hemen arkak kapının önündeki koltukta (B)’yi gördüm yanında hiç tanımadığım siyah saçlı bir kızlda koyu bir muhabbete dalmıştı. Onlara bakarak bir basamak indim ve önüme baktım (A)’da bir basamak çıkmış bir şekilde karşıma çıktı. “(B)nin yanındakini tanıyor musun?“ dedim sesizce o da (A)’nın arkadaşı dedi! o anda karanlıkta yanıldığımı ve onun (A) olmadığını anladım ve ”Ben seni (A) zannettim dedim!.. Sonra otobüsten indim aşşağıya, hemen arkamdan bağırmaya başladı o konuştuğum kız (A) ya, “(A) Özgür beni sen zannetti”. Ardından gülmeler dalga havasında kelimeler, bende gülümseyerek dolaşır adımlarla biraz ileride ki bir kaya parçasına oturdum ve otobüsün durduğu yerin yakınlarındaki kamp alanının kocaman ateşini izlemeye daldım. Bu sırada (A) geldi ve yumuşakça yan bir şekilde kucağıma oturdu, boynuma kollarını sardı, bende elimi belime doladım ve (B)nin yanında ki senin arkadaşınmış, böle yakın muhabbetlerinden rahatsız olmuyor musun dedim? sakin bir sesle o da bana doğru boyun eğdi “ya! Özgür yaa” dedi ve şımarıkça bir ses çıkardı, ama sessizce... Benim kafam o sırada yere doğru bakıyor ve onun nefesini yanağımda hissediyordum ve birden kafamı kaldırdım ve onu dudağından öptüm ama garip bir histi, sanki üzülme canım dermişçesine , arkadaşça bir şeydi. Yine de yanlış anlayacağını düşündüm ve “kusura bakma“ diycektim ama ona kafamı kaldırıp bunu söylemeye yeltendiğimde yine aynı şekilde duruyordu ve ”ama böyle durursan!....“ demeye kalmadan öpüşmeye başladık ve inanılmazdı, ama rüyaların en kötü ve en güzel yerlerinde uyanırsın ya..... Neyse zaten devamı gelseydi, ”Özgür, allah sonunu hayretsin!!!“ derdim uyanınca.... Böyle bittiği için uyandığımda sadece keyfim yerindeydi, gittim yüzümü yıkadım ve sadece aynada bakıp gülümsedim....

*çok kararsız kaldım zaten yazsam mı yazmasam mı diye! Aman diyim! tahminde bile bulunmayın kim olduklarına dair...
**(A) ile (B) duygusal açıdan yakın insanlar, birbirlerinde hoşlanıyorlar filan...

1 yorum:

  1. otobüsler konusunda haklısın bazı yeni detaylar yada konfor unsurları amacının tersi etki yapıyo.yani insana rahat hissettirmek yerine huzursuz hissettiriyo.ama genee yapıcaklar :))rüyaya gelince bu kişiler kim bilmiyorum ama salla kabus görmüş olmaktan çok daha iyidir diye düşünüyorum.kaldı ki rüya sonuçta eğer kalktığında seni gülümsettiys daha ne?? ;)

    YanıtlaSil

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...