Pazartesi, Şubat 12, 2007

Yenilenme

        İnsanın derisinin ve etinin kendini yenilemesi, baştan yaratması ne garip bişey. Elini kesiyorsun, derini tamamen kemiğe kadar yoluyorsun, içinde damar, sinir ne varsa beraberinde kopuyor. Yarısı bile kesik olsa, o kısım kendini yeniliyor ve diğer yarısınında kurumasını sağlayarak altından tertemiz ve sanki hayatın boyunca oradaymış gibi davranan başka bir parça oluşuveriyor. Neredeyse vücudun heryeri kendini yeniliyor, kemik yeniden kaynıyor, aradaki parçaları yeniliyor, etin tamamen yenileniyor, damarların yeniden esnekliğini kazanıyor.

        Peki ya beyin, ruhun neden yenilenmiyor, neden sürekli kesik üstüne kesik, yara üstüne yaralanıyorsun. Evet, belki kanaması duruyor, belki eskisi kadar acıtmıyor, ama tam olarak da hiç bir zaman eski haline geri dönmüyor. Bir izden bahsetmiyorum, sanki sadece kanaması durmuş taze bir yara gibi hayatında hep yerini alıyor. Geçti artık diyorsun, her gün her saat, ama her baktığında her zaman ki gibi yerinde durduğunu görüyorsun, orada ve hep olacak.

        Bir bıçak alırsın eline, parmağını doğrarsın yanlışıkla, yara geçer araya zaman girer, yara diye birşeyden iz kalmamıştır, ama bıçak seni hala tırstırır, dikkatli olmasını böyle öğrenirsin ama yine de eline alırsın bıçağı, daha kesecek çok domates vardır hayatın boyunca. Peki ya ruhundaki hiç o iyileşmeyen yaralar, senin bir daha o riske girmemeni engelleyebilir mi? Domatesi kesmek yerine ısırdığın zaman bütün suyu üzerine başına sıçrayacak olsada ısırarak yemeyi tercih etmez misin? ya da hiç yememeyi?

        Bu ilişki bitecek, günler belki haftalar boyu acı çekeceğim ve yaralarım kapanacak ve sadece hatırlayacağım bugünleri ama ne gülümsetecek ne ağlatacak, dün nasılsam o gün geldiğinde öyle devam edeceğim yoluma...

        Bu ilişki bitecek ve belki aylar sonra yanlışıkla parmağımı bir bıçakla kesicem, sen gittiğin anda olduğu gibi kan hiç durmayacak zannedeceğim, doktora gidip dikiş attırmak isteyeceğim, ama sonra kanaması duracak ve yavaş yavaş kendini yeniden yaratacak, sonra sanki hiç yaşanmamış gibi yeniden bir bıçak alacağım elime, hiç elimi kesmemişim gibi korkmadan kullanacağım o bıçağı...

        Aşk domates kesmeye benzemez... hehe...

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...