Cuma, Temmuz 17, 2009

Geri Dönüş

Yine eski sayfalarımla beraber geri döndüm... Beyaz sayfam hep beyaz kaldı, yada siyah mı demeliyim :) Her neyse bugün en son yazdığımın üstünden çok zaman geçmiş olsa da belki 15gün önce buraya yazı yazsaydım hayatımda bir değişiklik olmadığını görürdünüz... Zeynep hep bana "senin hayatın bir anda değişiyor" derdi hep ve bugün de öyle bir durumda.

1ay kadar önce (genelde aramam) Süleyman'ı arayacağım tuttu ve öğrendimki işi gücü izmir'e taşıyormuş. Hatta Çınar'la mekanı hazırlamaya başlamışlar bile vs. Bugün orada çalışıyorum, oraya odaklı planlar yapıyorum ve şimdilik herşey yolunda gidiyor.

Anlattım mı bilmiyorum. İzmir Ekonomi Üniversitesindeyken, sürekli bir Güççük ev oluşumdan bahsederdim, okulda da anlaştığım insanlar ve Süleyman ile birlikte bir tasarım portalıydı. Bugün onunda ilk adımlarını atmış gibi birşey gerçekleşti. Nehir ile Özge kendi planlarından bahsetti ve ben bizim ortamımızdan. Ardından birden hepimizi heyecanlandıran bir sonuca doğru muhabbet yürüdü gitti. Bugün bu konuşmalardan ve geleceğe dair olabilecek şeylerden acayip şekilde haz aldım. Her gözümün önüne gelen sahne heyecan verdi bana.

Geçen yaz bişeyleri bekliyordum, bişeylerin gerçekleşmesini, birisi çıktı karşıma olmayacak birisini, bilmeden onu bekledim ve zamanı geldiğinde birbirimize "Aşkım" diye hitap etmeye başlamıştık. Zaman ilerledi ve ben yine bir bekleyişe girdim, ne beklediğimi bilmeden... Şimdi beklentilerimin ne beklentisi olduğunu çok yi biliyorum; zamanın gelmesini bekliyorum, bekliyormuşum. Hayat bir tren defalarca yolda duran, hala kömür ile çalışmaya çalışan, ve her durduğu yerde uzun bekleme süreleri. Karman çorman raylardan giderken kimi zaman aynı yere uğrayan kimi zaman farklı trenlerle yolunu kesiştiren bir tren. Zamanla herşey yoluna giriyor, her durakta biraz daha onarılıyor herşey ve şehir içi tünellerinden çıkıp hayatın güzellikleriyle dolu bir yolda gitmee başlıyor... Ve alıştırıyor insanı, her tünelin bir sonu olduğuna, bazıları uzun bazıları kısa. Ben zaten insnalara kendini yalnız hissettiren o tünelleride hep çok sevmişimdir :)

Çarşamba, Şubat 25, 2009

Beyaz bir sayfa

        Geç bir yeni yıl benimki belki, yıl yine de yeni sayılır. Yeni yılda yeni bir sayfa açmak istiyorum hayatıma, her ne kadar yeni sayfada olacaklar şimdiden belli olsada artık yanlışıkla çizilmiş eskiz çizgilerini görmek onların içinden şekli görmeye çalışmak istemiyorum. Biraz geciktim farkındayım, ama bu sene benim için özel bir sene olarak başladı, hayatımda ilk dediğim bir sürü şey yaşadım hemde yeni yıla girmeye 3-4 saat kala. Şimdi bir sevgilim var 3,5 seneden sonra herşeyden çok sevdiğim, geçmişteki herkesten farklı her ne kadar bana da benzediğine inanmak istesemde ben dahil herkesten çok farklı bir kişi. Yeni bir sayfa açtığımda tepeye kocaman harflerle ismini yazabileceğim birisi, bunu yapmaktan onur duyarım “Çiğdem”...

        Belki yarın belki iki gün sonra evden taşınıcaz, düşündükçe taşınmak gözümde büyüyo, yeni eve gitmemesi gereken bir sürü yük. Geçmişi bi o eve bi oeve taşımak artık yorucu geliyor...

        Amaan işte sıkıldım, zor geliyo herşey bu günlerde, sevgilim yanımda olsun sarılıp uyuyalım istiyorum sadece başka ne bişey düşünmek ne de başka bişey yapmak istiyorum, geri kalan herşey saçma, anlamsız geliyor... Ve sonuçta ne gerek var geçmişe ait bir fotoğrafın yada hikayenin internet sayfamda fotoğraf arşivimde durmasına, belki tamamen silemem ama kapalı karanlık bir kutu içerisinde belki onlarca yıl sonra bakmak için sırtımda yük olmayacak şekilde saklayabilirim daha fazlasını neden yapıyorum, neden yeni bir sayfaya onu da koyuyorum, ne anlamı var....

        Pazartesi artık ne bu blog kalmış olacak ne başka bişey... Geri kalanlar toz ve gölgeden ibaret... (aradan bi kaç tanesini saklarım tabii ki :D )

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...