Cumartesi, Mayıs 06, 2006

Eskimiş

        Gittim kendime bir ayakkabı aldım, çok aramadım sadece bi tane beğendim ve aldım. Ben yeni ayakkabıları sevmem, eskiyene kadar bir bağ oluşmaz aramda! Diğer eşyalarım gibi. İlk aldığın gün ki gibi saklayabildiğin eşyalar bana hep itici gelmiştir.

        Kullanılmayan eşyalar, ya da sürekli temiz tutulanlar üstlerinde ne bir anı ne bir hikaye taşırlar oysa ki eskimiş olanlar. Eski Bordo bir Puma marka ayakkabım vardı, o kadar anı o kadar hikaye varki üstünde, ayakkabıcıdan tut, o ayağımdayken beraber zaman geçirdiğim insanlara kadar hepsinin hikayesi gizli onun üstünde ya da ondan sonra aldığım Nike, en çok sevdiğim kısmı üstündeki o iki damla boya izi. Gülşah’ın yeni odasının kapılarını boyarken üstüne damlamıştı, o gün ve o zamanlar, güzel anılar.... Eskimiş eşyalar o kadar anı barındırır ki üstünde silemeyeceğin. Bu bilgisayarda yazıyorum sürekli yazılarımı ve klavyenin eskidiğini gördükçe bütün o yazdıklarım gözümün önünden geçiyor, yazışmalar, sevgi sözcükleri ve kavgalar. Alındığında bu kadar anlamlı değildi sadece şımarıklığın getirdiği bir mutluluk vardı, gelecekte yüklenebilinecek anılar vardı üstünde.

        Bardak altlıkları, resim çerçeveleri vs. bunun gibi eşyaları hiç bir zaman sevemedim, ne yüklenebilinir ki onlara, bir kül tablasının çok daha fazla hikayesi vardır oysa ki... Basarsın düşürürsün, içindekiler dökülür veya paylaşamazsın, “kültablasını uzatsana” bunun gibi bir sürü şey yüklenir onlara bile. Çakmaklar, herkesin elinde dolaşır, uzun süre kullandığın her türlü çakmak milyarlarca lira ya eşit olur zamanla, zamanla o kadar artar ki bazı şeylerin değeri...

        Eskiden kalmış o Pumalar, Nikelar, eskiden kalan bir engineered, yeşil masa lambam, kırmızı müzik setim, cd kasası, çalışma masam, açılıp kapanan mor, yeşil, kırmızı sandalyeler ve yatağımın şiltesi (en güzel hikayeler onda ;) ) hiç birisinden kopamam, gerçi engineered gitti ama hepsi bi ayrı yer tutuyor hayatımda...

        Çocukken kırdığım oyuncakları saklamış olmayı isterdim, o zaman çocukluğumu daha iyi hatırlıyor olurdum... Aslında herşeyin anısı beynimizde saklı değil, sadece bir kısmı, gerisi eşyalara yüklü, onlar bizim için saklıyor.

2 yorum:

  1. Olm yeşil masa lambasına kılım zaten lan olm rengi deişsin odanın bi kerede yaa alla alla. Bide o eski pumaları giy gez sen yenileri ver bana.

    YanıtlaSil
  2. birseyi saklarken de, ozenle tehlikelerden sakinirken de anilar olusmaz mi sence?
    eskileri ben de severim, ama o yeni alinma aninin simarikligini de severim:) ama yazini cok begendim ve saygi duydum:)

    not: berkem, bir kere de adamakıllı birşey yaz...

    YanıtlaSil

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...