Pazartesi, Temmuz 09, 2007

Eskişehir

        Eskişehir’e gitmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Tırsaklığım son derece üstümdeydi ama Nehirlerle gidiyor olmam büyük bir avantajdı, onlarla tanıştığımdan beri bir rahatlık olmuştur üstümde. Nehir, Ben, Emre, Ece ve Çido birinci vagondaydık, bi de bizim birinci sınıflar vardı ikinci vagon’da onlar da beş altı kişi varlardı. Geri kalanlarda tanıdıktı, mesela mimarlıklardan Gizem filan vardı. Yani Eskişehir’e en aç okul belli ki İzmir Ekonomi Üniversitesi’ydi. Keyifli bir yol geçti, hiç uyumadan, muhabbetlerle, şarkılarla tarot fallarıyla ve yemek vagonunda yenilen içilen şeylerle. Tren keyifli bir araç hakikaten, tıngır mıngır, zamanı koşmadan sonuna kadar yaşatan bir araç.

        Eskişehir’e vardığımızda Betül ve Onur karşıladılar bizi, onları da alıp ilk işimiz olarak garın karşısındaki börekçide su böreği yedik ve ardından eşyalardan kurtulmak amaçlı taa bademliğe gittik. Sıcağın anlında, uykusuz, elimizde bavullar. Kimsenin uyumasına izin vermedim, hızımı almıştım her saniyeyi teker teker yaşamak istyordum, sanki Eskişehir’i delicesine özlediğim için gelmiştik. Yunus Emre kampüsüne gittik, kayıtlarını yaptırmak için. Emre’nin bir arkadaşı da katıldı aramıza; Melike. Bebek gibi bir kız, bakışlarıyla tiplemesiyle. Emre ile Melike muhabbet ede ede kendilerine has ayakların dışa dönük olduğu hızlı yürüyüşleriyle 40 senelik Eskişehir’li olarak onlar önden, arkadalarından biz, geri merkeze indik. Yeni bir alış-veriş merkezi açılmış, Kanatlı, orası klimalı diye oraya doluştuk yemek yemeye.
        
        Gözler kaymış yemeklerimiz yedik ve herkes uyumaya gitme kararı aldı, Melike haricinde, Melike’de okulumuzun güzide yurduna gidecekti. Bir şekilde bir fikir atarak en azından Emre’yi kalmaya zorlamış oldum, hiç bir zaman arkada birilerini yalnız bırakmak hoşuma gitmemiştir, her ne kadar kendim yalnız olmak için fırsat yaratmaya çalışan bir tip olsamda. Bir anda karar verdiler ve Shrek3 e gittik. Ben ikinci yarıda 20 dakika kadar uyudum ama geri kalan bir küsür saatlik kısmı çk komikti, hatta uyandığımda çok komik bir sahne vardı ve gözümü açar açmaz güldüğümü hatırlıyorum.

        Sinema çıkışı onları Varuna Gezgin’e götürdüm, her zaman sevmişimdir sabahtan akşama varuna da veya varuna gezginde oturmayı ve ilk defa benimle birlikte sabahtan akşama oturacak birilerini bulmuştum, onlarda hiç kalkmak istemediler. Çok garipti, yaptığımız her şey inanılmaz keyif veriyordu. O ana aşık olmuştum, hiç bitmesin istedim.....

Devam edecek... (inşallah)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...