Pazar, Ocak 29, 2006

pianistim ben (tabi)

        Küçükken “Evladım biraz bişiy yapsan şu piano çalma adına” dediler de dinletemediler! Şimdi geç değil belki ama ben yine aynı benim, şımarık... Ama lafa gelince; ben piano çalmak istiyorum. Demin Okan Bayulgen’in programına biraz baktım (ilk başta Zehra MSN de “açsana” demişti ama ben bi süre kumandayı bulamadım) adını duyamadım ama türk bir grup caz yapıyordu! bayağı da güzel şeyler yapmışlar, pianist kadının (elebaşı) elleri pianonun üstünde hop oraya hop şuraya zıplıyordu; ne diyim yine özendim. Ne zaman özensem zaten, “tüh keşke bi pianom olsa” diyorum ama biliyorum bir yada iki tuşuna basıcam, “tamam, yeter!” diycem sonra allah bilir kaç ay sonra başka bir program özendircek beni bir kaç tuşa daha basmam için!!!

        Evet başlıkta dediğim gibi ben bir pianistim. “Ne zamandır?“ derseniz bugün oldum. En iyisi şöle açıklayayım; şimdi ben çok dijital bi adamım, düşünürken bile ekranın başına geçiyorum e-mule izliyorum, evet komik ama e-mule izliyorum, tıpkı çamaşır makinesini izlemek gibi, yada günlüğümü bilgisayarda tutup, MSN’e girmeyen veya giremeyenin halini hatırını sormayı unutuyorum (gülmeler kesildi, küfürler başladı anlaşılan)

        Her neyse baktım en çok tuşa bu alette basıyorum ve ellerimi izlediğimde benim parmaklarımda bir harften diğer harfe uçarmışçasına hareket ediyor, demek ki bende bir pianistim. Her ne kadar aynı sesi çıkartsada farklı şeyler ifade edebiliyorlar. Yani evet, siz ne derseniz diyin ama ben sanal pianistim, sanal manal ”pianistim ben”. (Bu laflar pianistlerin hoşuna gitmeyecek)

        Not: Burada pianist yerine, klavyist de denilebilirdi ama o zaman özencim gitmezdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...