Cumartesi, Ocak 28, 2006

İzmir ve diğerleri

        Türkiye diğer ülkeler gibi değil galiba. Galiba diyorum çünkü diğer ülkeleri o kadar da tanımıyorum. Burada ülkenin kendine has bi yaşam tarzı, bir kültürü yok, her şehir kendine has kültürler içeriyo, her şehrin yaşam tarzı birbirinden ayrı, küçük farklar yok, farklar inanılmaz...

        Şimdiye kadar 4 şehir de yaşadım, uzun süreli olarak. Ankara, Eskişehir, Bodrum (şehir değil ama ben şehir diyorum) ve İzmir. Ankara aralarında en enteresanı gibi gelsede bana, en çok oradan şikayet etsem de, inanın hiç biri daha çoğunu haketmiyor. En çok İzmir’i seviyorum, şimdilik!

        Bodrum için söyleyebileceğim iki şey var; kışın koca bir inşaat, yazın koca bir disko. Daha fazlası değil kesinlikle, eğlence olarak kışın yapilebilecek tek şey inşaatları izlemek, yazın da bi işe yaramak istersen yapabileceğin tek şey “karı götürmek”. İkiside bana göre değil veya değildi mi demeliyim.

        Burada bana göre değil kavramlarım değişmeye başladı. Eskişehir’deyken erkekler “avcı“, kızlar “av“ dı! Burada erkekler ”av“, kızlar ”avcı“ resmen. Havasından mı suyundan mı bilmiyorum, yada okuldakiler yeni üniversiteli olduklarından bana öyle geliyor, cidden bilmiyorum ama burayı da garipsemeye başladım. Yine de burada ki düzen, şehir ve sokaktaki insan kavramları çok güzel, bu yüzden burayı hala çok seviyorum. En azından Ankara’nın krosu burada yok, yada havası! Burada yalnızken çoğunlukla iyisin, nefes alabiliyorsun.

        Ankara’da insan içine çıkmak cidden bir bireyin tek başına yapabileceği birşey değil ve yalnızlık kaçınılmaz. İnsanları, ne yaptıklarını bilmeyen kısır döngü içinde kendini bulmaya çalışan bir tarz içinde. Rahatsızlık dolu nefes almanın zor olduğu, düzensizliğin ön planda olduğu, sadece alış veriş yaparak vakit geçirebileceğin bir şehir. Ankara’yı tanımak istiyosan pazar günü armada’ya gitmeye çalışman yeterli. Tam gelişmek için saçma sapan şeyler yapan bir iç anadolu şehri.

        Gerçi Eskişehir’de gelişmeye çalışan bir İç Anadolu şehri ama kesinlikle Ankara değil! Evet genelde insanların sölediği gibi, Eskişehir tam bir öğrenci şehri, hatta koca bir kampüs. Her şehirden özgürlüğüne kavuşmuş 50bin öğrenci. Kafelerinden tut restoranlarına, hepsi birer kantin. Bütün parayı dışarıdan emen bir şehir. Ben okurken o kadar düzenli ve güzel bir şehir değildi ama sonradan tramway’la beraber çok şey yaptılar ve sonuçta güzel bir görüntü elde ettiler. Eskişehir benim için sevgi demek aslında ve sevgiyle gelen bunalım. Eskişehir’de her baktığın yer öğrenci olduğu için havasına bile işlemiş olan ”ne olucam ben mezun olunca“ düşüncesi var. Herkes ne yapacağını şaşırmış sonuna kadar yaşamaya çalışıyor ama bir yandan da örf ve adet lerimize bağlı kalmaya çalışıyor. Dersler yalan oluyor bi süre sonra çünkü kimse okuduktan sonra ne olabileceğini bilemiyor. Şimdi Eskişehir dendiğinde yüzümde bir gülümseme oluyor, tatlı bir anı şeklinde, daha sonra içine pişmanlıklar serisi katılsa da o kadar umursamıyorum pişmanlıklarımı çünkü her ne olursa olsun artık orada değilim ve galiba pişmanlıklarım sadece bana ait oraya değil. Ve Eskişehir denince aklıma üç isim geliyor, Gülşah, Ezgi yani çello ... Alaz, Zen, Süleman ve Zehra’yı katmıyorum çünkü onlar benim için oraya ait değiller, her şehirde varlar.

        Ve İstanbul, 4şehirden biri olacak kadar çok zamanım geçmedi; orada belki bi senem geçti babamlar orada yaşadıkları, ama orayla ilgili 3hafta hatırımda ve tek isim Aslı . Garip bir duygu! İstanbul’da, Aslı’da aynı duyguyu veriyor bana. Yaşamaktan korkmak, sürekli aklının bi köşesinde güzel olurdu demek ve ona veya hakkında bişey söyleyememek, dil tutulması. Evet garip ama İstanbul hakkında konuşurken de Aslı’yla konuşurken de ne diyeceğimi şaşıran bi insan oluyorum :) Ama şimdi seçme şansım olunca yine İzmir diyorum... Enterasan ama güzel...

        Gerçekten ne zaman bi hayalimi yazıya detay detay döksem hep orada İstanbul’un bir parçası, ya da tüm parça İstanbul oluyo. Burası hep gelmek istediğim yerdi ama hayallerimde ki yeri pek yoktu yani ismi geçiyordu ama verdiği his, adı İzmir’ken, kendisi İstanbul’du... Galiba İstanbul hiç kimsenin kolay anlatabileceği bir şehir değil zaten ve onu İstanbul yapan özellliği de bu galiba...

1 yorum:

  1. karşıyaka...ve cerenimo :) izmir ve istanbul kıyaslanamaz kadar ayrıcalıklı aslında..izmirde istanbulu yaşatamazsınız..istanbul da ise izmiri görebileceğiniz çok yer meqan her neyse vardır...aslında ben ne izmiri anlayabildim ne de istanbulu ikisinin de içine sindiremediği şeyler var ben gibi :):) ikisinde de yok oldum çoktan...yokluğumda dalgalar yine karşıyaka sahiline götürdü beni..kopamadığım tek yer izmirin yarısı...buralar bizim..

    YanıtlaSil

Gizli Özne

Sürekli dönüp dönüp onun yazdıklarını okuyorum. Facebook'ta onun resimlerine bakıp duruyorum, beraber yazışmalarımızı yeniden yeniden...